Kassitler 'e 18 . yüzyılda, Hammurabi 'nin oğlu Şamşu-iluna’nın zamanında rastlanılmıştır. Eski Babil Devleti’nin ikinci binyılının ortalarına doğru yıkılışından sonra Güney Mezopotamya Kassit eğemenliğiyle tanışır. Kassit sülalesi döneminde bütün Güney Mezopotamya tek bir siyasal yönetimin altında toplanmıştır
Mezopotamya’ya doğudaki dağlık bölgeden geldikleri tahmin edilmektedir.Başlangıçta tarlalarda tarım işçisi olarak çalışmışlardır, nüfusları artınca da değişen dengelerden yararlanarak kentlerin yönetimini ele geçirmişlerdir.
Kaştiliaşu adlı kralları önderliğinde askeri bir güç haline gelerek bir krallık kurmuşlardır.
Kassitlerin Kuzeye doğru yayılmaları ise 14. yüzyıl ortalarında, bu bölgedeki Mitanni egemenliğinin zayıflamasından sonra gerçekleşmiştir.
Babil ve Sümer ülkesine yerleşenler eski Mezopotamya kültürünü benimsemiş, bir anlamda asimile olmuşlardır. Bu yüzden haklarında bilgi verecek kayıtlar yok denecek kadar azdır.
Babil’e egemen olan ilk Kassit kralının ,listelerde 10. sırada adı geçen II.Agum (1570 yılları) olduğu anlaşılmaktadır .Agum Hitit kralı I.Murşili tarafından Anadolu’ya taşınan tanrı Marduk’un yontusunu 24 yıl sonra geri getirtmiş ve bir Babilli gibi onun koruması ve kollaması altına girmekle övünmüştür . Ayrıca II. Agum kendisinin Kassit tanrısı Sukamuna ‘nın tohumundan oluştuğunu ve bu olayın da Mezopotamya’nın büyük tanrılarının Anun , Enlil , Ea , Marduk ve Şamaş’ın isteği ile meydana geldiğini söylüyordu.
Marduk ,eski Babil döneminden sonra ön plana çıkan ver sonraları Babil’in baştanrısı olarak kabul edilen önelmiş bir tanrıydı
Mısır’da ele geçen el-Amarna mektupları ,15 yy. sonlarında hüküm süren Kassit kralı Karaindaş ve sonrasında Babil ile Mısır arasında diplomatik ve ticari ilişkilerin geliştiğini gösteren önemli kanıtlarındandır.Bölgenin zengin tüccarlarının bu dönemde Suriye ,Dogu Akdeniz bölgesi, Anadolu ve Mısır ile yoğun ticaret ilişkisi içinde oldukları anlaşılmaktadır.Kassitler komşu ülkelerle diplomatik ilişkiler yürütmüştür Babil ile Mısır arasındaki ilk altın ticareti bu soy zamanın da başlamıştır.Eskiden eritilerek sarayların ve tapınakların süslenmesinde; süs eşyası ve takı yapımında kullanılan altın ,ticaret aracına dönüşmüştür.Kalay bronz ve gümüşün yanı sıra altın da alışverişte kullanılmaya başlanmıştır.II.Agum , Kuzey Mezopotamya’da yeni yeni kentler kurup eski tapınakları onarıp , dört bir yanda Ziguratlar yükselmeye başlamıştır.Kassit kralları kutsal alanların restorasyonunun yanı sıra birçok edebi metnin toplanmasına kopya edilmesine ve bu metinlerin Ur ,Uruk, Nippur, Babil ve Sippar gibi kentler de bulunan tapınak kütüphanelerinde korunmasına da ön ayak olmuşlardır. Kendi siyasal yapılarından söz etmeselerdi bütün yazıtlar , Kassit’lerin de geleneksel okul anlayışını sürdürdüğünü, Kassit kökenlilerin de okullara giderek yazıcı olduklarını gösterir . Yeni Assur döneminde bile bazı yazıcı aileleri , Kassit kökenleriyle övünmekteydiler.
Kassit döneminde bölgeler arasında KUDURRU adı verilen sınır taşları bulunmaktadır. Bu sınır taşları bize devlet yönetimi konusunda ipuçları vermektedir.Bu taşlardan anldığımız kadarıyla eyaletlerde , görevlerini tam olarak tanımlayamadığımız ŞAKNU (yönetici ) olarak adlandırılan valiler bulunmaktaydı.Üzerinde kutsal semboller ve yazıt bulunan kudurrular ilk kez Kassit egemenliğinin sonlarına doğru ortaya çıkmış , yaygınlaşmış ve birinci binyılda da yapımları sürdürülmüştür.
Kuzey Mezopotamya ‘da Mitanni krallığının zayıflaması , önceleri Kassitlerin bu yönde yayılmasını sağlamışsa da aynı bölgeyi kontrol eden Orta Assur Krallığı, Babil merkezli Kassit yayılımına karşı yeni bir tehdit oluşturmuştur. Fakat Assur Krallığının Babil üzerindeki egemenliğinin uzun sürmediği anlaşılmaktadır. Güney Mezopotamya ‘daki Kassit egemenliği , esas olarak güneydoğudan gelen Elam saldıılarıyla son bulmuştur.Şutruk-Nahhunte adlı krallarının önderliğindeki Elam orduları , 1155 yıllarında Babil ve çevresinin ele geçirerek büyük yağmalamalar gerçekleştirilmiş ve sonrasında bölgeyi Elam valisinin denetimine bırakmıştır. Şutruk-Nahhunte , Naram-sin steli üzerine kendi başarısını anlatan bir de yazıt ekletmiştir.
Sonuç olarak egemenliğinin yitiren Kassit toplumu bölge halkıyla kaynaşarak asimile olmuştur. Kentlerde yerleşenlerden bazıları Babilce isimler almışlardır.Bürokrasi de görev yapanlar önemli devlet memurluklarına kadar yükselmişlerdir.Kırsal alanlarda kabileler halinde yaşayanlar ise kendi kimliklerini uzun süre korumuşlardır.
KAYNAKÇA
Andaç : F.Andaç , Babil’e Yolculuk . İstanbul 2003
Köroğlu : K.Köroğlu , “ Eski Mezopotamya Tarihi Başlangıçtan Perslere Kadar”, İletişim Yayınları , İstanbul 2009
Köroğlu : K.Köroğlu , “ Tarih Öncesinden Perslere Kadar Mezopotamya”, Toplumsal Tarih, Aylık Tarih Dergisi, Sayı:149, Mayıs 2006 , s.16-s.27
Oates : J.Oates , Babil , Ankara 2004
Sever : E.Sever , “Asur Tarihi”, Kaynak Yayınları, İstanbul 1993